29 Ocak 2013 Salı

THY ve Marketing Stratejisi

Uzun zamandır düşündüğüm bir yazıyı zamanım olmadığı için yaklaşık 1-1.5 ay ertelemek zorunda kaldım. Üzerinden biraz zaman geçmiş olsa da Türk Hava Yolları'nın Kobe Bryant ve Lionel Messi ile çekilen reklam filmine de değinerek, marketing stratejileri üzerine bir yazı olacak.

2008 yılıyla başlamak istiyorum yazıya, çünkü 2008 yılı Türk Hava Yolları açısından bir dönüm noktası içeriyor. Türk Hava Yolları dünyanın en büyük havayolu ittifakı olan Star Alliance'a resmen katılması belki de Türk Hava Yolları'nın şuan bu noktaya gelmesinin en önemli sebeplerinden. Bu ittifak sayesinde uçuş ağı genişledi ve daha kolay slot almaya başladı.

Tabii ki Türk Hava Yollar'ı bu ittifaka girerek önemli bir adım atmıştı ama ne olursa olsun dünyada çok fazla tanınmıyordu. İlk olarak Kevin Costner'ın oynadığı "Feel Like A Star" sloganı altında bir reklam filmi çekildi ve tabiiki dünyada büyük bir yankı uyandırdı bu reklam filmi. Hatırlamayanlar için reklam filmi burada .

Ancak bütün bu yazılanlar bir kenara Türk Hava Yolları asıl bombayı 2010 senesi içerisinde patlattı. Önce dünyanın en büyük spor kulüplerinden bir tanesi olan ve sadece 4 tane resmi sponsoru olan Barcelona'nın resmi havayolu sponsoru oldu. Bu anlaşamanın üstünden 2-3 ay geçtikten sonra ise bir diğer büyük kulüp olan Manchester United ile sponsorluk anlaşması imzalandı. Bu iki anlaşma Türk Hava Yolları'nın stratejisi hakkında aslında ilerisi için ipucu niteliğindeydi. 2010'un sonlarına doğru ise Avrupa'nın en önemli basketbol organizasyonu Euroleague ile isim sponsorluğu anlaşması imzalandı. Bu üç sponsorluk anlaşması Türk Hava Yolları'nı dünyaya tanıtmıştı ve büyüme sürecine çok önemli katkı sağladı.

Bu sponsorluklar üzerine Türk Hava Yolları 2011 yılının Avrupa'da en iyi havayolu seçilince tanınırlığı ve güvenilirliği iyice arttı. THY hat açmaya devam ederken bu hatları tanıtmak için önemli isimlerle anlaşmalar yapıyordu. Bunun en güzel örneği THY'nin yeni açtığı Los Angeles hattını Kobe Bryant ile tanıtmasıydı. Los Angeles'ı hattını tanıtmak için Kobe Bryant'tan daha iyisi düşünülemezdi tabiiki. Bu hattı tanıtmak için birde Kobe Bryant'ın oynadığı bir reklam filmi çekildi. Reklamı izlemek isteyeneleri şöyle alalım. Tabii ki bu süreç içerisinde bana göre yapılan yanlış anlaşmalarda oldu. Mesela Caroline Wozniacki'nin 1 numarada çok fazla kalamayacağı aşikar iken onunla sponsorluk anlaşması imzalaması bana saçma gelmişti açıkçası. Ancak o anlaşmadan da katkı alındığı Danimarka hattındaki doluluğa bakınca anlaşılıyor. Ayrıca kendisi Business Class tanıtımlarında da rol almıştı.

2012 yılında Lionel Messi dışında herhangi bir anlaşma yapılmadı. Açıkçası burada Golf ve Tenis turnuvalarına yapılan sponsorlukları yazmıyorum çünkü onlar çok büyük çapta yapılan anlaşmalar değildi. Lionel Messi'ye gelmeden önce biten anlaşmalara bir göz atalım. Barcelona ve THY'nin anlaşması 2013'ün haziran ayında bitiyor ve anlaşmanın yenilenmeyeceği açıklandı. Burada tabii ki Barcelona'nın Qatar Foundation'dan dolayı Qatar Airways ile anlaşması önemli bir etken ama benim görüşüme göre THY'de çok zorlamamıştır bu anlaşmayı devam ettirmek için. Tabii ki Barcelona gibi bir kulübün ana sponsonrlarından biri olmak çok prestijli ancak, Türk Hava Yolları'nın artık dünyada yeterince tanındığını düşündüğünü ve anlaşmayı yenilemenin çok fazla getirisi olmayacağı düşüncesinde olduğunu tahmin ediyorum. Bu görüşümü destekler nitelikte Manchester United ile olan sponsorluk anlaşmasıda yenilenmeyecek çünkü.

 Burada Türk Hava Yolları daha farklı bir strateji belirleyip tanıtım elçileri belirlmeye başladı kendine. Önce Kobe Bryant ile olan anlaşma yenilendi ardından yıl sonunda açılacak olan Buenos Aires hattı için Lionel Messi ile anlaşıldı. Los Angeles hattının tanıtımında söylediğim aynı şeyler Buenos Aires içinde geçerli. Bu hattı Lionel Messi ile tanıtmak mükemmel bir hamle.

Ve gelelim Kobe ve Messi'nin beraber oynadığı reklam filmine. Daha 2 ay dolmadan Youtube'da tam 102 milyondan fazla kişi izledi bu reklam filmini. Açıkçası burada reklam filminin içeriği hiç önemli değil burada verilen mesaj bence daha önemli. Tabii ki seçilen kabin memuru daha güzel olabilirdi ancak Kobe ve Messi'yi aynı reklam filminde oynatmak her şirketin başarabileceği bir olay değil. Bu bence 3-4 senedir izlenen stratejinin en önemli halkasıydı tanıtım açısından. Hatırlamayanlar için reklam filmi 2-3 post aşağıda.

Bu sene Türk Hava Yolları'nın Avrupa'nın ilk 5 yıldızlı havayolu olma ihtimali yüksek gözüküyor. Eğer bu gerçekleşirse ben ileride çok fazla böyle sponsorluklar olacağını tahmin etmiyorum çünkü artık THY adından yeterince söz ettiriyor dünyada. Ancak bu başarıları tabii ki planlı ve mükemmel hamlelerle geldiğini göz ardı edemeyiz. Temel Kotil ve Hamdi Topçu göreve geldiğinden beri çok önemli işlere atıyorlar ve atmaya devam edecek gibi gözüküyorlar. Umarım ileride daha büyük anlaşmalar yapılır ama ben düşük bir ihtimal olarak görüyorum.

Biraz uzun oldu ama umarım keyif almışsınızdır. Artık biraz daha fazla zaman ayırmaya çalışacağım.

Toronto Approach

THY ile İstanbul-Toronto seferinde uçan yolcunun kamerasından alçalma ve iniş. Ek olarak ATC ile olan konuşmaları da eklemiş. Bence çok güzel ve doyurucu bir video. Ayrıca kanadın orada oturması flaplerin hareketlerini görmek açısından çok güzel olmuş.


6 Aralık 2012 Perşembe

THY ve Yeni Reklamı

Türk Hava Yolları Kobe Bryant'tan sonra Lionel Messi ile de sponsorluk sözleşmesi imzaladı.Messi Türk Hava Yolları'nın bu ay uçmaya başlayacağı Buenos Aires seferlerinin tanıtım yüzü olacak.Heralde Arjantin seferlerini tanıtmak için daha iyi biri düşünülemezdi tebrik etmek lazım.

Bu arada Türk Hava Yolları merakla beklenen Kobe Bryant ve Lionel Messi'li reklamını yayınladı.Bence fena olmamış,reklam burada:

22 Kasım 2012 Perşembe

Go Around !

Her gün dünyanın dört bir yanında milyonlarca uçak inip kalkıyor.Bazıları siste,bazıları yağmur veya karlı havada,bazılarıda günlük güneşlik havada.Bu inişler gerçekleştirilirken kimi uçaklar ilk denemesinde başarısız olup pas geçmek zorunda kalıyor.Ben bugün uçaklar niye pas geçer onu anlatmaya çalışacağım.

Öncelikle uçağın pas geçmesi için illa teknik bir aksaklık veya görüş mesafesinin düşük olmasına gerek yok.Örnek vermek gerekirse sizden önce inen uçak döneceği taxi yolunu kaçırmış olabilir.Uçak pisti terk edemediği için sizin iniş güvenliğiniz tehlikeye girer ve kule size pas geçmenizi söyler.Bu durumda pilotlar pas geçme prosedürünü uygularlar.

Tabii her zaman uçaklar bu yüzden pas geçmez.Özellikle hava koşulları çok önemli etkendir.Windshear yani rüzgar kırılması diye adlandırılan olay uçakların pas geçmesinde önemli bir etkendir.Peki windshear nedir ve niye uçaklar pas geçer.Windshear, rüzgarın bir anda yön ve hız değiştirmesidir ve bu son yaklaşmada olan uçaklar için ciddi tehlike arz etmektedir.Rüzgarın yöne ve hızı uçaklar için çok önemli olduğundan herhangi bir windshear durumunda pilotlar inişin güvenli olmayacağını göz önünde bulundurarak pas geçerler.

Fotoğraf wikipedia.com adresinden alınmıştır

Sert rüzgardan dolayı pas geçen United 747-400:

Pilotları zorlayan bir diğer konu ise tabiiki sis.Özellikle ILS sistemi olmayan havaalanlarına sis varken inmeye çalışmak gerçekten kabus gibi.Zaten genellikle ILS olmayan yerlerde sis çok yoğun olunca hava sahası trafiğe kapatılıyor.ILS olan yerlerde ise görüş mesafesine göre CAT I, CAT II ve CAT III approachları uygulanıyor.Peki nedir bu approach çeşitleri.CAT I ile başlayacak olursak, görüş mesafesinin 800 metreden fazla, pist görüş mesafesinin 550 metreden fazla ve karar yüksekliğinin(Minimums)(ve evet Approaching Minimums burdan geliyor :) ) 200 feet yani 60 metreden fazla olması  gerekir.CAT I genelde görüş mesafesi normalken kullanılan approachtur.CAT II yaklaşmasında ise pist görüş mesafesinin 350 metreden fazla olması gerekmektedir.Karar yüksekliği(Minimums) ise 60 ila 30 metre arasında olmalıdır.CAT III ise üç farlı kategoriden oluşur.Bunlar: CAT IIIA, CAT IIIB ve CAT IIIC dir.CAT IIIA ile başlayacak olursak genelde çok yoğun sislerde veya havadan dolayı görüş mesafesinin çok düştüğü zamanlarda uygulanır.CAT IIIA'nın minimumları 30 metre (100 feet)'den azdır, pist görüş mesafeside 200 metreden fazla olmalıdır.CAT IIIB'nin minimumları 15 metre (50 feet)'den az, pist görüş mesafesinin 50 ila 200 metre arasında olması gerekiyor.CAT IIIC ise şuan için kullanılan bir sistem değil.Bu bahsettiğim minimum noktalarında eğer pilotlar pisti göremiyorsa pas geçmek zorundalar.

Tabii bu arada CAT II ve CAT III yaklaşmaları için havayolunun,inilen havalimanının ve pilotların yetkilendirilmiş olması lazım,aksi takdirde inişleri söz konusu olamaz.

CAT IIIA approach:


Yoğun siste Delhi'ye inen THY A330.CAT IIIB approach:

Son olarak kısaca yazıda değindiğim pas geçme prosedürünü açıklamak istiyorum.Havacılık sektöründe her havaalanı ve o havaalanının her pisti için chartlar vardır.Bu chartlarda o piste yaklaşma hızı, minimum mesafesi gibi şeyler yazar ve tabiiki pas geçme durumunda uçağın hangi uçuş başında hangi irtifaya tırmanması gerektiği yazılıdır.Pilotlar pas geçme prosedürünü uygularken bu chartlara göre hareket ederler.Pas geçtikten sonra ise ATC ile temas edip iniş için tekrar yaklaşmaya başlanır.Bazı şirketler, eğer uçak 2 veya 3 defa pas geçerse havada beklemesini ve eğer hava koşulları düzelmezse alternatif olarak seçilen havalimanına gitmesini söyler.Ancak tabiiki her şirketin politikası farklıdır.

Jeppesen Chart örneği:


Uçak içinden pas geçme anı:


Uzun lafın kısası uçakların pas geçmesi aslında güvenliğimiz açısından çok daha iyi ve gerçekten korkulacak bir durum yok. Herkese emniyetli uçuşlar dilerim

21 Kasım 2012 Çarşamba

Ara Sıcak

Sınavlar yüzünden bloga pek zaman ayıramadım,bu ayrı kaldığımız zaman içerisinde beni özlemişsinizdir diye tahmin ediyorum.Ben sınavlarıma çalışmakla meşgulken neler olduğuna dair bir özet yapacağım,detayları diğer yazılarda yazarım.

Öncelikle THY yönetim kurulu başkanı Hamdi Topçu konuk olduğu televizyon programına önemli açıklamalarda bulundu. 24 Kasım'da Maldivler'e, 11 Aralıkta ise Buenos Aires'e seferlerin başlayacağını resmen açıkladı. Buenos Aires seferi Sao Paolo aktarmalı olacak bu arada.Ayrıca havaalanındaki slot yetersizliğinden dolayı başka ülke veya şehirlere hat açmanın çok zorlaştığını söyledi.

THY'den devam edecek olursak 15 Airbus A330-300 ve 20 Boeing 777-300ER uçaklarının motorları belli oldu.Son olarak THY ile Barcelona ile olan sponsorluk anlaşmasının uzatılmamasına karar verildi.Sözleşme 2013 Haziran ayında bitiyor.Haziran'dan itibaren Barcelona,Qatar Airways ile anlaşma imzaladı.

Pegasus Hava Yolları büyük ihtimalle 100 tane yeni nesil A320 Neo uçak siparişi verecekmiş ama tam detaylarını tam öğrenebilmiş değilim.Ayrıca Galatasaray basketbol takımı Krasnodar'daki sis yüzünden iki gün boyunca şehire ulaşamadı. Krasnodar'da ILS sistemi olmadığı için hava trafiğine kapatıldı.

En önemli konuya gelecek olursak İstanbul'a yapılacak 3.havaalanının kesin yeri belli oldu.Karadeniz kıyısında eski taş ocaklarının olduğu bölgeye yapılacağı açıklanan havaalanının inşaat 3 aşamadan olacak.Bu konu hakkında daha detaylı yazacağım.

Şimdilik bu kadar. En kısa zamanda yazılar yayında olacak.Sevgiler saygılar.

16 Kasım 2012 Cuma

Ders 1: Flap ve Spoiler

Bugünden itibaren blogda her hafta uçakların bir bölümü hakkında yazı yazmayı planlıyorum.En azından az da olsa insanların uçaklar hakkında bir fikri olur ve korkanlar belki biraz daha az korkmaya başlar.Bu hafta uçakların kanat kısmında bulunan flap ve spoiler parçaları hakkında bilgi vermeye çalışacağım.



Spoilerlar ile başlayacak olursak,spoiler'lar 3'e ayrılır.Bunlar;

1)Flight Spoiler
2)Speed Brake
3)Ground Spoiler

Flight spoiler, her iki kanat üzerinde uçak tipine göre değişik sayıdadır.Uçuş sırasında uçağa yatış kumandası verildiğinde,yatış yapılan tarafta bulunan spoiler panelleri açılarak yatışa yardımcı olur.Diğer kanata ait spoiler'lar kapalıda tutulur.

Yatışa yardımcı olan spoiler'lar:



Speek brake uçuş esnasında her iki kanattaki spoiler'lar,aynı anda ve aynı miktarda açılarak uçağın hız ve irtifa kaybetmesi sağlanır.Bu olaylar kanat üzerindeki hava akışının bozulması ile meydana gelir.Hız freni kumandası,merkez pedestal üzerindeki speed brake kolunun istenilen derecede çekilmesi ile yapılır.

Yavaşlamak için kullanılan speed brake:



Ground spoiler modu havada kullanılmaz. Uçak yere touch down (piste ilk temas) yapıp belirli şartlar sağlanınca her iki kanattaki tüm spoiler'lar açılır ve bu etki uçağın dikmelerine bastırarak etkin frenleme yapılır.Ground spoiler modunun çalışması için; gaz kolları idle (rölanti) konumuna, speed brake kolu arm (hazır) pozisyona alınmalı;uçak ground modunda (uçak ana dikmeleri yer ile temas halinde) olmalı ve tekerleklerde bulunan transducer (bilgi gönderici) 'lardan kontrol ünitesine dönü hareketi bilgisi gönderilmelidir.Bu şartların hepsi sağlanırsa kontrol ünitesi uçak kanatları üzerindeki tüm spoiler parçalarını kaldırır.Karışık gözüktüğüne bakmayın spoiler'ların açılmama durumu bildiğim kadarıyla hiç yaşanmamıştır.


İndikten sonra açılan spoiler'lar:



Flap'lere gelecek olursak bildiğiniz gibi,kanadın kaldırma kuvveti kanat kesitine,kanat alanına,kanat hücum açısına ve uçağın hızına bağlıdır.Yüksek hızlar için tasarlanmış bir uçağın kanat alanı ve kanat kalınlığı az olur fakat her uçağın iniş ve kalkış anlarında düşük süratlerde de hava tutunması gerekir.Bunu sağlamak için kanat alanının ya da kavisinin değiştirilmesi gerekir.Kanat firar ya da hücum kenarlarına yerleştirilen flap'lerin görevi,düşük hızlarda kanat alanını veya yüzey kavisini arttırarak tutunmayı sağlamaktır.Flap'lerin bir diğer görevi de gerektiğinde sürükleme kuvvetlerini arttırarak uçağı yavaşlatmaktır.Flap'lerin bir çok çeşidi vardır ancak ben çok detaya girmeden günümüzde yolcu uçaklarında kullanılanlardan bahsedeceğim.

Split/Flower veya Slotted(Yarıklı/Kaymalı veya Oluklu) Flap:

Tek parçalı flap'lerde ortaya çıkan türbülans olayı,çok parçalı flaplerin parçaları arasından hava akımının geçmesine izin verilerek azaltılır.Split flower flap'ler kanat kesidini büyük ölçüde değiştirebildiğinden etkileri büyüktür.Günümüzde bir çok jet yolcu uçaklarında bu flapler kullanılur.

Leading Edge/Krueger(Hücum Kenarı) Flap:

Bu tür flap'ler,firar kenarı flap'lerinde olduğu gibi kanadın kamburluğunu değiştirerek kaldırma kuvvetini arttırmak amacıyla kullanılırlar.Duruma göre firar kenarı flap'leri ile bağlantılı veya bağımsız çalışabilirler.

Slat:

Hücum kenarı flap'leri ile aynı işlevi görürler.Kanadın kamburluğunu arttırarak uçağın havada tutunmasını sağlarlar.Slat,kanadın bir devamı şeklinde uzatıldığından kanat üst yüzeyinden akan hava miktarını arttırır.


Ayrıca ek olarak flap'lerin dereceleri vardır.Örnek olarak Boeing 737-800 uçağında flap dereceleri 1,2,5,10,15,25,30 ve 40 tır.Boeing 777'de ise, 1,5,15,20,25,30 dur.Airbus firması ise tamamen farklı derecelendirme tekniği kullanır.Onlarda 1,2,3 ve full şeklinde yazılıdır ancak derecelerin tam olarak karşılığını bilmiyorum maalesef.Her uçak inerken QNH(basınç),rüzgar yönü ve hızına bağlı olarak farklı derecelerde flap kullanırlar.Ancak genellikle pilotlar inerken full flap kullanmayı tercih ederler.

Full flap ile inen Boeing 777:

A330 flaps full:

Airbus A321 uçağının full flapleri:

Boeing 737-800 Flight Controls:



                                          

Adım adım flaplerin açılması:

Son olarak çok nadir olsada flap ağrızaları yaşanabiliyor.Flap ağrızası yaşayan Emirates'in A380 uçağı Tokyo'nun Narita havaalanından kalktıktan hemen sonra geri dönmek durumunda kalıyor ve sert bir iniş gerçekleştiriyor.İşte o sert iniş ve inişten sonra uçağın zarar gören iniş takımları:











Alternatif Teklif Önerileri

Uçakta artık evlilik teklif etmek çok yaygınlaştı.Bir adam kabin memurundan rica eder bütün herkesin önünde anons yapar evlilik teklif eder.Aslında güzel düşünülmüş cesaret isteyen birşeydir.Ama paylaşacağım video olaya bambaşka bir boyut getirmiş.Muhtemelen izlemişsinizdir ama izlemeyen ve bir daha izlemek isteyenler için gelsin: