Uzun zamandır düşündüğüm bir yazıyı zamanım olmadığı için yaklaşık 1-1.5 ay ertelemek zorunda kaldım. Üzerinden biraz zaman geçmiş olsa da Türk Hava Yolları'nın Kobe Bryant ve Lionel Messi ile çekilen reklam filmine de değinerek, marketing stratejileri üzerine bir yazı olacak.
2008 yılıyla başlamak istiyorum yazıya, çünkü 2008 yılı Türk Hava Yolları açısından bir dönüm noktası içeriyor. Türk Hava Yolları dünyanın en büyük havayolu ittifakı olan Star Alliance'a resmen katılması belki de Türk Hava Yolları'nın şuan bu noktaya gelmesinin en önemli sebeplerinden. Bu ittifak sayesinde uçuş ağı genişledi ve daha kolay slot almaya başladı.
Tabii ki Türk Hava Yollar'ı bu ittifaka girerek önemli bir adım atmıştı ama ne olursa olsun dünyada çok fazla tanınmıyordu. İlk olarak Kevin Costner'ın oynadığı "Feel Like A Star" sloganı altında bir reklam filmi çekildi ve tabiiki dünyada büyük bir yankı uyandırdı bu reklam filmi. Hatırlamayanlar için reklam filmi burada .
Ancak bütün bu yazılanlar bir kenara Türk Hava Yolları asıl bombayı 2010 senesi içerisinde patlattı. Önce dünyanın en büyük spor kulüplerinden bir tanesi olan ve sadece 4 tane resmi sponsoru olan Barcelona'nın resmi havayolu sponsoru oldu. Bu anlaşamanın üstünden 2-3 ay geçtikten sonra ise bir diğer büyük kulüp olan Manchester United ile sponsorluk anlaşması imzalandı. Bu iki anlaşma Türk Hava Yolları'nın stratejisi hakkında aslında ilerisi için ipucu niteliğindeydi. 2010'un sonlarına doğru ise Avrupa'nın en önemli basketbol organizasyonu Euroleague ile isim sponsorluğu anlaşması imzalandı. Bu üç sponsorluk anlaşması Türk Hava Yolları'nı dünyaya tanıtmıştı ve büyüme sürecine çok önemli katkı sağladı.
Bu sponsorluklar üzerine Türk Hava Yolları 2011 yılının Avrupa'da en iyi havayolu seçilince tanınırlığı ve güvenilirliği iyice arttı. THY hat açmaya devam ederken bu hatları tanıtmak için önemli isimlerle anlaşmalar yapıyordu. Bunun en güzel örneği THY'nin yeni açtığı Los Angeles hattını Kobe Bryant ile tanıtmasıydı. Los Angeles'ı hattını tanıtmak için Kobe Bryant'tan daha iyisi düşünülemezdi tabiiki. Bu hattı tanıtmak için birde Kobe Bryant'ın oynadığı bir reklam filmi çekildi. Reklamı izlemek isteyeneleri şöyle alalım. Tabii ki bu süreç içerisinde bana göre yapılan yanlış anlaşmalarda oldu. Mesela Caroline Wozniacki'nin 1 numarada çok fazla kalamayacağı aşikar iken onunla sponsorluk anlaşması imzalaması bana saçma gelmişti açıkçası. Ancak o anlaşmadan da katkı alındığı Danimarka hattındaki doluluğa bakınca anlaşılıyor. Ayrıca kendisi Business Class tanıtımlarında da rol almıştı.
2012 yılında Lionel Messi dışında herhangi bir anlaşma yapılmadı. Açıkçası burada Golf ve Tenis turnuvalarına yapılan sponsorlukları yazmıyorum çünkü onlar çok büyük çapta yapılan anlaşmalar değildi. Lionel Messi'ye gelmeden önce biten anlaşmalara bir göz atalım. Barcelona ve THY'nin anlaşması 2013'ün haziran ayında bitiyor ve anlaşmanın yenilenmeyeceği açıklandı. Burada tabii ki Barcelona'nın Qatar Foundation'dan dolayı Qatar Airways ile anlaşması önemli bir etken ama benim görüşüme göre THY'de çok zorlamamıştır bu anlaşmayı devam ettirmek için. Tabii ki Barcelona gibi bir kulübün ana sponsonrlarından biri olmak çok prestijli ancak, Türk Hava Yolları'nın artık dünyada yeterince tanındığını düşündüğünü ve anlaşmayı yenilemenin çok fazla getirisi olmayacağı düşüncesinde olduğunu tahmin ediyorum. Bu görüşümü destekler nitelikte Manchester United ile olan sponsorluk anlaşmasıda yenilenmeyecek çünkü.
Burada Türk Hava Yolları daha farklı bir strateji belirleyip tanıtım elçileri belirlmeye başladı kendine. Önce Kobe Bryant ile olan anlaşma yenilendi ardından yıl sonunda açılacak olan Buenos Aires hattı için Lionel Messi ile anlaşıldı. Los Angeles hattının tanıtımında söylediğim aynı şeyler Buenos Aires içinde geçerli. Bu hattı Lionel Messi ile tanıtmak mükemmel bir hamle.
Ve gelelim Kobe ve Messi'nin beraber oynadığı reklam filmine. Daha 2 ay dolmadan Youtube'da tam 102 milyondan fazla kişi izledi bu reklam filmini. Açıkçası burada reklam filminin içeriği hiç önemli değil burada verilen mesaj bence daha önemli. Tabii ki seçilen kabin memuru daha güzel olabilirdi ancak Kobe ve Messi'yi aynı reklam filminde oynatmak her şirketin başarabileceği bir olay değil. Bu bence 3-4 senedir izlenen stratejinin en önemli halkasıydı tanıtım açısından. Hatırlamayanlar için reklam filmi 2-3 post aşağıda.
Bu sene Türk Hava Yolları'nın Avrupa'nın ilk 5 yıldızlı havayolu olma ihtimali yüksek gözüküyor. Eğer bu gerçekleşirse ben ileride çok fazla böyle sponsorluklar olacağını tahmin etmiyorum çünkü artık THY adından yeterince söz ettiriyor dünyada. Ancak bu başarıları tabii ki planlı ve mükemmel hamlelerle geldiğini göz ardı edemeyiz. Temel Kotil ve Hamdi Topçu göreve geldiğinden beri çok önemli işlere atıyorlar ve atmaya devam edecek gibi gözüküyorlar. Umarım ileride daha büyük anlaşmalar yapılır ama ben düşük bir ihtimal olarak görüyorum.
Biraz uzun oldu ama umarım keyif almışsınızdır. Artık biraz daha fazla zaman ayırmaya çalışacağım.
29 Ocak 2013 Salı
Toronto Approach
THY ile İstanbul-Toronto seferinde uçan yolcunun kamerasından alçalma ve iniş. Ek olarak ATC ile olan konuşmaları da eklemiş. Bence çok güzel ve doyurucu bir video. Ayrıca kanadın orada oturması flaplerin hareketlerini görmek açısından çok güzel olmuş.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)